2 Şubat 2015 Pazartesi

Kornişon ❤️ Jalapeno

    Evde yine sıkılırken,mutfağa geçip,dolabı açıp bir göz gezdirmem sonucunda canımın çektiği malzemeri karıştırıp yapmış olduğum makarnanın taliplisi çok fazla oldu.

Sizlere yapmış olduğum bu yapımı oldukca basit makarnanın tarifini vereceğim.


1 paket spaghettimizi tam on dakika haşlamaya bırakıyoruz.

Makarnamız haşlanırken; kornişon turşularımızı oldukca ince, uzun şeritler halinde kesip,
Jalapeno biberlerimizi de dilimliyoruz ve makarnamız haşlanırken ayrı bir tavada orta ateşte 2-3 dakika kadar,çok az bi miktar tereyağında  öldürüyoruz. İstediğimiz kıvama geldiğini anladığımızda 2 paket kremamızı  üzerine ilave edip dilediğiniz baharatları  ekleyip,sosunuzu makarnayla bir araya  getirip afiyetle yiyebilirsiniz.

Ben 1 paket makarnaya 2 paket kremanın tam geldiğini düşünüyorum.İsterseniz 1 pakette kullanabilirsiniz,size kalmış.

Baharat olarak da yenibahar,toz kırmızı biber ve karabiber kullandım.
Zaten jalapeno yeterince acı daha da acıya  gerek var mı diycek olabilirsiniz. 
Sizin damak zevkinize kalmış.

Tuz eklerken de içinde turşu olduğunu unutmayın ☺️




22 Ocak 2015 Perşembe

İnce Belli ✔️




Bu yazımda sizlere yeni bir trend’den bahsedeceğim.



Bizim bildiğiniz halis mulis,ince belli çay bardağımızı elin Amerikalıları bütün dünyaya bir güzel tanıttı. Nasıl mı ?


‘ The Perfect Whiskey Glass’  Yani ; Kusursuz Viski kadehi diye.









Dünyanın en iyi viskilerini üreten İskoç üreticileri,yaptıkları araştırmalar sonucunda bu kadehi, koklama ve tadımda en uygun kadeh olarak belirlemişlerdir.

Aromaları iyi sakladığını,Alkol ve Aromanın iyi dağılmasını sağladığını ve hem koklama da hem de tadım için uygun bir kadeh olduğunu belirtmişlerdir.






Bizim 100 yıllık çay bardağını bir de kendileri tasarlamış gibi 6’lı sete 54 $ civarı fiyat biçmeleri sonucunda,haber hızla yayıldı ve Türkiye’de çok fazla tepki alması üzerine
‘Türk Tasarımı’ olarak belirttiler ve fiyatı nerdeyse yarı yarıya düşürdüler.



22 Aralık 2014 Pazartesi

RAW FOOD & RAW FOODIST



Bu yazımda sizlere Raw food akımından bahsetmek istiyorum.Yaşadığımız çağ gereği her seyi takip edip, kovalamak gerekiyor. Hoşlansak da,hoşlanmasak da özellikle bizler bu sektörün içinde olanlar hiçbir şeyi kaçırmamız gerekiyor. Yoksa bi bakmışsınız ilerde oyunun  dışında kalıvermişiz.


Kelimenin  köküne baktığımız da Raw  ‘Çiğ’  demek.
                                 
                                          Evet  doğru anladınız Bu bir Çiğ beslenme akımı.


Raw foodcular kendi içinde 3’e ayrılıyorlar.

v     Hiç et tüketmeyenler.
v     Eti marine ederek çiğ tüketenler.
v     Balık eti tüketenler. 


à Peki bu insanlar neden Çiğ besleniyorlar veya çiğ beslenmenin neden daha sağlıklı olduğuna inanıyorlar ?


17 Aralık 2014 Çarşamba

Duyduğumuz zaman pek hoşlanmadığımız ' Margarin '

MARGARİN VE MARGARİN’İN TARİHİ


Bir ödevimin araştırmasını yaparken bu konuyu inceledim ve ilgimi çektiği için sizlerle paylaşmak istedim.


Öncelikle margarinin tarihine bir bakalım.

Avrupa'da savaşların etkisi ve Sanayi devriminin sonucunda  yeteri kadar yağ üretilemediğinden, yağ ihtiyacını karşılamak için, Fransız kimyacı Mege-Mouries tarafından Fransa-Prusya savaşının olduğu yıllarda "margarin" ortaya çıkarılmıştır.
1869 yılında, III. Napolyon, ordunun ihtiyacı için ve fakir halkın da rahatlıkla satın alabileceği, tereyağına benzeyen ve onun yerine geçebilecek maddeyi bulmaları için bir yarışma açmıştır. Yarışmayı 1870 yılında Mege-Mouries kazanmış ve onun bulduğu margarin formülü, bugüne kadar birçok değişikliklere uğrayarak geliştirilmiştir. Margarinin ülkemize girişi, 1953'de Bakırköy Margarin Fabrikası'nın üretime geçmesiyle olmuştur. Önce sarı teneke kutularda "Vita" yağları, ardından "Sana" adıyla üretilen margarinlerin, neredeyse girmediği ev kalmamıştır. Halkımız, yıllar boyu bütün margarinlerin ortak adı olarak "Vita" ve "Sana" kelimelerini kullanmışlardır.

Gelelim margarine…

Margarin nedir ?


Sızma zeytinyağı hariç, Yağlı tohumlardan elde edilen yağlar ham olarak tüketilemezler.
Çeşitli kimyasal ve fiziksel işlemler uygulanarak yenilebilir hale getirirler.
Margarin üretmenin sadece tek bir yolu yoktur, ama esas olarak süreç çok basittir.
 Önce uygun olan katı ve sıvı yağ bileşimi,daha sonra da bu bileşimin, yağsız süt veya süt proteini gibi yağ dışındaki bileşenler ve su ile karıştırılmasıyla istenilen lezzet ve besin değerleri belirlenir.


Gelelim margarin’de ki katkı maddesi muhabbetine…

Margarinin içinde gıda güvenliğini sağlayan, besin değerine destek veren, kaliteyi koruyan katkı maddeleri bulunmaktadır. Margarinin performansını artırmak için kullanılması zorunlu olan bu katkı maddelerinin güvenliği, gıdalarda maksimum kullanım dozajları ile ilgili mevzuat, pek çok bilimsel çalışma sonucunda belirlenmiştir. Margarinlerde kullanılan katkı maddeleri kalitenin korunmasını sağlar ve Türk Gıda Kodeksi’nce cinsleri ve kullanım oranları belirlenmiştir.


Margarin tüketirken hangi yağları vücudumuza alıyoruz ?  ?  ?

Margarini bitkisel yağlardan elde ediyoruz. Bunun sonucunda  hayvansal yağlara oranla daha az kolestrol tüketmiş oluyoruz. Margarinde özellikle sadece yağda eriyen bazı vitaminler yönünden zengindir.Bitkisel yağlarda bulunan tekli ve çoklu doymamış yağlar,genellikle vücudumuzun kendi kendine üretemediği ancak gerekli olan E vitamini ,Omega 3 ve 6 ailesine ait yağ asitleri gibi besin öğelerini içerir.Bu öğeler,iyi halin sürdürülmesiyle,büyüme ve gelişmede önemli bir rol oynar.


Margarin ve Doymuş yağlar    ?  ?  ?


Yağlar, temel olarak doymuş yağlar, tekli doymamış yağlarve çoklu doymamış yağlar olmak üzere üç gruptan oluşur. İster sıvı olsun ister margarin, yenilebilir tüm yağlarda, hem doymuş hem de doymamış yağlar bulunur ve bu yağlar, yapılarına göre sınıflandırılır. Günlük enerji gereksiniminin %7-10’unun arasında kalması şartıyla, sağlıklı bir insanın doymuş yağ kullanması gereklidir.
Margarinler, bitkisel yağların bir kompozisyonudur. Tek bir yağdan üretilmedikleri için doymuş, doymamış yağ oranları kontrol altındadır. İster sıvı ister katı görünümünde olsun tüm yağlar, doymuş ve doymamış yağları içerir.
Günlük enerji ihtiyacı 2000 kalori olan bir yetişkin, 60-70 gram arası yağ tüketebilir; bunun da en fazla 20 gramı doymuş yağlardan gelebilir.


Margarinler ve Doymamış yağlar…


Doymamış yağlar, vücudumuz için gerekli temel yağlar açısından zengindir. Bu yağlar, vücudumuz tarafından üretilemezler ve mutlaka dışarıdan alınmaları gerekir.
Doğadaki her besin öğesinin beslenmede mutlaka yararı vardır. Yeter ki, bunlar dengeli ve bilerek tüketilmelidir.
Margarinler,
• % 100 bitkisel yağlardan üretilir.Margarinin içindeki toplam yağ oranı %60-70 oranındadır.
• Kolesterol içermez
• Trans yağ yoktur
• A ve D vitaminleri içerir


Her bitkisel yağ, tekli ve çoklu doymamış yağlar ile doymuş yağlar olmak üzere üç yağ çeşidini de içerir. Zeytinyağı, fındık yağı gibi meyve yağları tekli yağlar bakımından; ayçiçeği, mısırözü gibi tohum yağları da çoklu yağlar bakımından zengindir. Margarin, çeşitli bitkisel yağ türlerinin bir karışımıdır.


Margarin, vücudumuz için gerekli olan temel yağları içerir. Vücudumuzun üretemediği temel yağlar Omega–3 ve Omega–6 ailesindendir. Omega 3 ve Omega 6 yağları, vücudun sağlıklı büyümesi, gelişmesi ve işleyişi için gereklidir. Sağlıklı bir beslenme düzeninde enerjinin % 30’unun yağlardan alınması önerilmektedir. Buna göre alınması gereken yağ miktarını, yağ çeşitleri arasında dengelemek ve beslenme çeşitliliği sağlamak daha faydalıdır. Ancak sıvı yağlar bunun için yetersiz kalabilir, bu yüzden margarin de dengeli beslenmede yer alabilecek bir yağ alternatifidir.
Yetişkin bir bireyin günlük yağ tüketiminin 60–70 gram olması uzmanların (WHO, Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi vb) tavsiyeleri arasındadır. Bu yağın 1/3’ü doymuş; 1/3’ü tekli doymamış; 1/3’ü çoklu doymamış olan dağılmış olarak tüketilmesi gerekmektedir. Margarinin 10 gramında 0.06-0.09 mg A vitamini vardır. Bu miktarlar, günlük önerilenin önemli bir miktarını karşılamaktadır. Ayrıca, vücut tarafından emilimi ancak yağlarla birlikte alındığında mümkün olmaktadır. Bu nedenle, margarinlere A vitamini eklenmesi toplum sağlığı açısından da faydalıdır. Margarinler, A ve D gibi yağda çözünen vitaminlerin kaynağıdır. Oysa ki çoğu bitkisel yağ bu vitaminleri içermez. Bunun için ambalajlardaki içerik bilgisine bakılması önemlidir. Diğer taraftan yağlar, diğer gıdalarda bulunan A, D, E ve K gibi yağda eriyen vitaminlerin emilmelerini sağlar. Yetişkin bir bireyin günlük yağ tüketiminin 1/3’ü doymuş; 1/3’ü tekli doymamış; 1/3’ü çoklu doymamış olarak dağılmalıdır. Buna göre alınması gereken yağ miktarını, yağ çeşitleri arasında dengelemek ve beslenme çeşitliliği sağlamak faydalıdır. Margarin de bunun için iyi bir kaynaktır.





 !       İhtiyaçtan fazla olan besinler, tüketildikten sonra enerjiye çevrilmediğinde yağ olarak vücutta birikir. Onun için her türlü besini, ihtiyaçtan fazla tüketmek her açıdan risktir.



Sıvı yağların cinsi ne olursa olsun 1 gramı 9 kaloridir. Margarinlerdeise 1 gramında 5,5 -6,3 arasındadır. Margarin, içerdiği vitaminler ve temel yağların yanı sıra düşük kalorili olması nedeniyle, dengeli beslenmede yer alabilecek bir besindir.



Bu margarinin hiç mi zararlı yönleri yok diyeceksiniz  var tabi ki de L

  • Kroner kalp hastalığı riskini 3 kat arttırır.
  • Kötü kolestrolü arttırır.
  • Anne sütünün kalitesini düşürür.
  • Bağışıklık sistemini zayıflatır.
  • Pankreasın insülin tepkisini azaltarak şeker hastalığına yol açar.





    
  Burada margarinle birbirinden güzel yapabileceğiniz yemek & tatlı tarifleri bulabilirsiniz.


17 Ağustos 2014 Pazar

Bulgurrrrr

Besleyici,sağlıklı bir o kadar lezziizzz mi lezziz Bulgur Pilavıyla sizlerleyim :)

Bulgur Pilavından önce size biraz bulgurdan bahsetmek istiyorum.  Bulgur beslenme ihtiyacımızın temelinde önemli bir yer almaktadır. Aynı zamanda ekonomiktir de. Karbonhidrat değeri düşük,Protein değeri yüksektir. Kanda ki yağları düşürücü özelliği vardır. Bulgurda bulunan B1 vitamini sinir ve sindirim sisteminde önemli rol oynar. Kolestrol içermez. Raf ömrü oldukça uzundur.


KİLO VERMEK İSTEYENLER İÇİN BİREBİR !

Lifli bir yapıya sahip olduğu için diğer besinlere oranlara daha çok tokluk hissi verir.


PRİNÇ YERİNE BULGUR TÜKETİN !

 Bulgurun vitamin ve protein yönünden prince oranla daha zengin olduğu bilinmektedir.


DEMİR ORANI ISPANAKTAN BİLE FAZLA !

Bulgurda bazı sebzelerden daha çok demir bulunmaktadır.


Gelelim bayılarak yediğimiz Bulgur Pilavımızın tarifine ;
 Tereyağında tel şehriyemizi kavurduktan sonra ılık suda ıslatıp bekletmiş olduğumuz bulgurumuzu iyice süzdürüp kavrulmuş olan şehriyelerimizin üstüne ekliyoruz. Tuzunu,karabiberini ekleyip bir parmak kadar üzerine gelicek şekilde ılık suyu ekleyip kapağını kapatıp kısık ateşte pişiriyoruz. Ayrı bir yerde damak Zevkinize göre doğramış olduğunuz soğanları tereyağda karamelize olucak şekilde kavuruyoruz,soğanlarımız karamelize kıvama yaklaştığında kabuklarıyla beraber rendelemiş olduğumuz kabakları da soğanların üzerine
ekleyip iyice kavuruyoruz. Bu sırada pilavımız demlenmiş oluyor ve soğanlı kabaklı karışımımızı pilavımıza karıştırıp,servis yapıp afiyetle yiyoruz.Yanında bahçeden toplanmış salatalıklarla yapılmış cacıkla beraber yemenizi şiddetle tavsiye ediyorum☺️


MALZEMELER

75gr tereyağ
35gr tel şehriye
100gr pilavlık bulgur
10gr tuz
7gr karabiber
4 tane beyaz soğan
50gr rendelenmiş kabak



Dilerseniz tereyağ yerine sıvıyağ da kullanabilirsiniz fakat bu yemeğin bütün lezzetinin tereyağında gizli olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Tereyağında kavrulmuş o soğanların lezzeti emin olun daha lezziz olacak ☺️


7 Ağustos 2014 Perşembe

SARAY MUTFAKLARI & OSMANLI

Kendi kültürümüze sahip çıkıp,yaşatmanın vakti geldi de geçiyor diye düşünüyorum. Şimdilerde Dünya mutfaklarına duyulan ilginin daha doğrusu abartının sırrını anlamış değilim. Neden önce kendi kültürlerimizi, mutfağımızı tanımak varken başka kültürleri tanıyıp gözümüzde büyütüyoruz. Tabi ki diğer Dünya mutfaklarınında biliniyor olması gerek ama bunu kendi kültürümüzü ötekileştirmeden yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Uluslararası bir yarışmaya katılım olduğunda neden Türk bir ekip Fransız mutfağıyla yarışsın ki ? Neden kendi kültürünü dünyaya tanıtamasın ? Neden bunun sonucunda uluslararası başka bir yarışmada Fransız bir ekip Osmanlı mutfağı katagorisinde yarışmasın ? Biz dünya mutfaklarının etkisi altında o kadar çok kalmışız fakat kendimiz kendi mutfağımızı tanıtamamışız. Artık bu zinciri kırmalıyız ve Osmanlı mutfağını gerektiği noktaya taşımalıyız.
Osmanlı mutfağını size tanıtmak için ufak bir araştırma yaptım ve okurken sizi sıkmaması için elimden geldiği kadar derleyip toparladım.

 Kalabalık bir nufusu olan Osmanlı saraylarında,mutfaklar geniş bir yer tutardı. Topkapı sarayı'nın ikinci avlusuna girerken sağ tarafta tepeleri bacalı 20 kubbeli mutfaklar vardı. Saray mutfak dairesi 1574'te yandı ve bu yangında kiler dairesiyle , helvahanede korunan nadir eşyalar ve Çin yapımı el işleri zarar gördü. Daha sonra III.Murat zamanında Mimar Sinan aynı alana bugünkü mutfakları inşaa etti. Mutfaklar,yemek  pişirilen yerler dışında helvahane,reçelhane,bakırhane,kalayhane gibi kısımlarla ,iki mescit , bir hamam , ambarlar , aşçı oda ve koğuşlarını içeriyordu.
Fatih Sultan Mehmet zamanında sarayda 726 kişi bulunmaktaydı. Fatihten sonra bu mevcut sürekli artmış ve Topkapı Sarayı özellikle Harem dairesi ek binalarla ,asma katlarla genişletilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet zamanında , sarayda ne tür yemekler yenildiği konusunda bir ayda tüketilen gıda maddeleri bize bir fikir verebilir. Örneğin; 63 kantar bal,544 tavuk, 28 armut prinç,61 kaz ,19 kıyye safran,116 istiridye,87 karides,400 balık,12 miskal misk ,10 kıyye biber, 11 kıyye zeytinyağı,3 kıyye şinik pekmez,84 kıyye eflak tuzu,13kıyye nişasta,51 şişe boza,616 baş ve paça,180 işkembe,649 yumurta.
III.Murat zamanında saray mutfaklarında toplam 1117 kişi çalışıyordu ve burada bir yılda 30 bin tavuk, 22.500 koyun, 400 kuzu pişiriliyordu. Topkapı Sarayı'nın mutfağında her gün 4-5bin kişiyi doyuracak kadar yemek,ulufe dağıtılacağı günlerde ise yaklaşık 10-15bin askere çorba,pilav,zerde çıkarılıyordu. Ramazan'ın on beşinci gecesi de yaklaşık 10bin Yeniçeri'ye baklava yapılırdı.
Osmanlı Sarayında çorbalar arasında nohut çorbasının özel bir yeri vardı. Bu çorbanın bereket getirileceğine inanıldığı için bolca tüketilirdi. Bu nedenle ilk basılmış yemek kitaplarında nohut çorbasına öncelik verilirdi.

Nohut çorbası reçetesi

MALZEMELER

250gr kuru soğan
2diş sarımsak
1dolmalık biber
480gr haşlanmış nohut
2kaşık zeytinyağı
1,5 kaşık zerdeçal
1tatlı kaşığı toz şeker
1lt sebze suyu
150gr kaymaklı yoğurt
1kaşık un
40gr domateS
350gr havuc
Yarım demet taze soğan
1 demet taze kişniş
Karabiber,tuz


YAPILIŞI

Kuru soğanı soyup küp biçiminde doğrayın. Sarımsağı kıyın. Dolmalık biberi uzunlamasına yarıya bölün,çekirdeklerini alın ve enine ince ince dilimleyin. Nohutları soğuk sudan geçirip süzün. Zeytinhağını tencerede ısıtın. Soğan,sarımsak ve dolmalık biberi şeffaflaşıncaya kadar kavurun. Nohutları ekleyin. Üstüne zerdeçalı  ve toz şekeri serpin,hafif kavurun. Sebze suyuna yoğurdu ve unu katıp iyice karıştırın,tencereye boşaltın  ve bir taşım kaynatın.  Üstünü kapayıp orta ateşte 20dakika pişirin.  Domatesleri kabaca doğrayın. Havuçları soyup verevine ince ince dilimleyin. Taze soğanları temizleyin , beyaz ve açık yeşil kısımlarını verevine kıyın. Domatesle havucu tencereye ekleyin ve üstünü kapalı olarak 10-15 dakika daha pişirin. Çorbayı servise sunarken üzerine taze soğan ve kişniş serpiştirin. Tuz ve karabiberini en son ekleyin. (4 kişiliktir.)  AFİYET OLSUN☺️





13 Nisan 2014 Pazar

Bulyon kullananlarin dikkatine !!!

Gunumuz de katki maddelerini esas alarak yedigimiz urunleri sececek olursak saniyorum ki hepimiz ac kaliriz. Makul bi sekilde bu isi nasil yapabiliriz diye kendimize soracak olursak bunu olabildigince en aza indirerek bir yerden hayatimiz da uygulamaya baslayabiliriz.Bir ornek verecek olursam o leziz mi leziz,tane tane yaptiginiz pilavlarinizda ki ve kisin ilac niyetine,icinizi isitmak icin ictiginiz corbalarinizda kullandiginiz bulyonlarla baslayabiliriz. Bulyonlarimizi kendimiz yapicaz. Cok zor degil korkmayin hemen. Tavuk veya et pisirip hasladiginiz zaman,suyuyla isiniz kalmadigi takdirde et & tavugun suyunu plastik buz torbalarina aliyoruz. Ve buzdolabina atiyoruz. Ve daha sonra yemek yaparken buzdolabindan cikarip saglikli ve en lezzetlisinden kullaniyoruz👍